K E S K İ N H U K U K

Keskin Hukuk Bürosu

Ceza Hukuku

TCK 88 Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi Suçu ve Cezası | Detaylı İnceleme, Cezaları ve Yargıtay Yaklaşımı

23 July 2025
Av. Ahmet Keskin

TCK 88 Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi Suçu ve Cezası: Garantörlük Sorumluluğu | Bursa Ceza Avukatı

(Giriş)

Ceza Hukukunda suçlar, kural olarak aktif bir eylemle, yani bir "yapma" fiiliyle işlenir. Ancak hukuk düzenimiz, belirli durumlarda kişilere bir başkasını koruma veya bir zararı önleme yönünde özel bir yükümlülük yükler. Bu yükümlülüğün kasıtlı olarak yerine getirilmemesi, yani "yapmama" veya "ihmal" suretiyle bir suçun işlenmesi de mümkündür. İşte "Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi" suçu, tam da bu durumu düzenleyen özel ve teknik bir suç tipidir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 88. maddesinde düzenlenen bu suç, herhangi bir ihmal veya dikkatsizlikten farklıdır. Failin, hukuken önlemekle yükümlü olduğu bir yaralama neticesini, bilerek ve isteyerek, pasif kalarak gerçekleştirmesini ifade eder. Bu makalede, ceza hukukunun bu incelikli konusunu, suçun temel şartı olan "garantörlük" (yükümlülük) kavramını, suçun unsurlarını, Yargıtay kararlarındaki yansımalarını ve infaz hukuku açısından sonuçlarını ele alacağız. Bu tür davalar, genellikle aile içi ilişkiler veya bakım hizmetleri çerçevesinde ortaya çıktığından, Bursa, Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım, Gürsu ve Kestel gibi merkezlerden, İnegöl, Gemlik, Mudanya, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Orhangazi, İznik, Yenişehir, Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık dahil olmak üzere Bursa'nın tüm ilçelerindeki aile veya bakım ilişkilerinde ne yazık ki görülebilmektedir.

1. İhmali Davranışla Kasten Yaralama Suçu Nedir? (TCK m. 88)

TCK Madde 88: (1) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.

Maddenin açık metninden de anlaşılacağı üzere, bu suçun varlığı için iki temel unsurun bir araya gelmesi gerekir:

  1. Kasten Yaralama: Ortada TCK 86 veya TCK 87 kapsamında bir yaralama neticesi olmalıdır.
  2. İhmali Davranış: Bu yaralama neticesi, aktif bir eylemle değil, yapılması gereken bir davranıştan kaçınma suretiyle işlenmelidir.

En önemlisi, kanun bu suçun oluşabilmesini "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşulların" varlığına bağlamıştır. Bu da bizi ceza hukukundaki "garantörlük" kavramına götürür.

2. Suçun Kilit Unsuru: Garantör Olma Sorumluluğu (TCK m. 83 Atfı)

Herkes, bir başkasının yaralanmasını önlemekle hukuken yükümlü değildir. Ancak TCK 83'te sayılan ve TCK 88'in uygulanması için de aranan "garantör" sıfatına sahip kişiler için durum farklıdır. Bir kişinin ihmali davranışından dolayı kasten yaralamadan sorumlu tutulabilmesi için, o kişinin mağduru koruma yönünde özel bir hukuki yükümlülüğü bulunmalıdır. Bu yükümlülük üç kaynaktan doğar:

  • a) Kanundan Doğan Yükümlülük: Kanunların bir kişiye açıkça yüklediği koruma görevidir. En tipik örneği, anne ve babanın çocukları üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğüdür. Eşlerin birbirlerine karşı olan sadakat ve yardım yükümlülüğü de bu kapsamdadır.
  • b) Sözleşmeden Doğan Yükümlülük: Taraflar arasında yapılan bir anlaşma ile bir kişinin, diğerinin can güvenliğini veya sağlığını koruma görevini üstlenmesidir. Örneğin, hasta bakıcı, bebek bakıcısı, cankurtaran veya özel güvenlik görevlisinin durumu böyledir.
  • c) Önceki Tehlikeli Fiilden Doğan Yükümlülük: Bir kimsenin, kendisinin yarattığı tehlikeli bir durumdan kaynaklanan zararları önleme yükümlülüğüdür. Örneğin, birini şaka ile yüzme bilmediği havuza iten kişinin, boğulma tehlikesi geçiren kişiyi kurtarmaktan kasıtlı olarak kaçınarak su yutmasına ve sağlığının bozulmasına neden olması bu duruma örnektir.

Bu üç durumdan biri yoksa, bir kişinin pasif kalarak başkasının yaralanmasına göz yumması TCK 88 kapsamında suç oluşturmaz.

3. Suçun Unsurları (Genel Hukuk Perspektifi)

  • Maddi Unsur (İhmali Hareket ve Netice): Failin, garantörlük yükümlülüğü kapsamında yapması gereken belirli bir davranışı (besleme, ilaç verme, tehlikeden kurtarma vb.) yapmamasıdır. Netice ise, bu ihmal sonucunda mağdurun vücuduna acı verilmesi, sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasıdır (TCK 86 veya TCK 87'deki neticeler).
  • Manevi Unsur (Kasten Yaralama İradesi): Suçun en kritik unsurudur. Fail, sadece ihmalkâr veya dikkatsiz davranmamaktadır. Fail, ihmali davranışı ile mağdurun yaralanacağını bilerek ve bu sonucu özellikle isteyerek hareket eder. Örneğin, hastasına kin besleyen bir bakıcının, onun sağlığının bozulması amacıyla kasıtlı olarak ilacını vermemesi durumunda manevi unsur oluşur. Eğer bakıcı ilacı unuttuğu için hasta zarar görürse, bu durum "taksirle yaralama" (TCK 89) kapsamında değerlendirilir.
  • Hukuka Aykırılık: Failin, garantörlükten doğan hukuki yükümlülüğünü yerine getirmemesi fiili hukuka aykırı kılar.

4. Yargıtay Kararları ve Uygulamadaki Örnekler

Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçu, icrai suçlara göre daha nadir karşılaşılan bir durum olduğundan, Yargıtay kararları titiz bir incelemeyi gerektirir.

  • Uygulamadan Örnek 1 (Anne-Baba Yükümlülüğü): Öz çocuğuna husumet besleyen bir ebeveynin, onu zayıf düşürüp hastalandırmak kastıyla günlerce yeterli besin vermekten kaçınması, TCK 88 kapsamında değerlendirilecektir. Burada ebeveyn, kanundan doğan garantörlük yükümlülüğünü, yaralama kastıyla ihmal etmektedir.
  • Uygulamadan Örnek 2 (Bakıcı Yükümlülüğü): Anlaşmalı olduğu yaşlı ve yatağa bağımlı hastanın yatak yarası (bası yarası) oluşumunu engellemek için pozisyonunu belirli aralıklarla değiştirmesi gereken bir bakıcının, hastaya eziyet etmek ve acı çektirmek amacıyla bu görevini kasıtlı olarak yerine getirmemesi sonucu hastanın vücudunda yaralar oluşması, TCK 88'e vücut veren bir eylemdir.
  • Yargıtay'ın Kast ve Garantörlük Değerlendirmesi: Yargıtay, bu tür dosyalarda öncelikle sanığın "garantör" olup olmadığını (kanun, sözleşme veya önceki tehlikeli fiil) net bir şekilde tespit eder. Ardından, ihmalin kasıtlı mı yoksa taksirli mi olduğunu sanığın davranışları, tanık beyanları ve somut olayın özelliklerine göre dikkatle değerlendirir. Kasıt ispatlanamadığında, beraat veya taksirle yaralamadan ceza verilmesi gündeme gelir.

5. İnfaz Hukuku Açısından Değerlendirme: Alınan Ceza Ne Olacak?

TCK 88, ceza tayini açısından özellikli bir durum sunar.

  • Cezanın Belirlenmesi ve İndirim: Hâkim, öncelikle fiil sonucunda ortaya çıkan yaralamanın niteliğine göre temel cezayı TCK 86 veya TCK 87'den belirler. Örneğin, ihmali davranış sonucu mağdurun sağlığı basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde bozulmuşsa (TCK 86/1), temel ceza 1 yıl 6 ay ile 3 yıl arasında belirlenir. Hâkim, bu temel cezayı belirledikten sonra, TCK 88 uyarınca takdiren üçte ikisine kadar indirim yapabilir. Bu indirim zorunlu değildir.
  • HAGB, Erteleme ve Diğer Kurumlar: Yapılan indirim sonucunda hükmedilen cezanın süresine göre, diğer infaz kurumları gündeme gelebilir. Örneğin, 3 yıl temel ceza belirlenen bir sanığa 1/2 oranında TCK 88 indirimi yapılırsa ceza 1 yıl 6 aya düşer. Bu ceza, sanığın geçmiş sicili de uygunsa Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya Cezanın Ertelenmesi kapsamına girebilir.
  • Hapis Cezasının İnfazı: Eğer sonuç ceza ertelenemeyecek veya HAGB kararı verilemeyecek bir sürede olursa, cezanın infazında genel kurallar (2/3 koşullu salıverilme oranı) uygulanır.

Sonuç ve Değerlendirme

Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi (TCK 88), ceza hukukunun en teknik ve ispatı en zor suç tiplerinden biridir. Failin sadece pasif kalması yeterli olmayıp, aynı zamanda hukuki bir önleme yükümlülüğünün (garantörlük) bulunması ve bu pasifliğiyle mağdurun yaralanmasını kasıtlı olarak hedeflemesi gerekmektedir. Bu suçun varlığı, Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım gibi yoğun nüfuslu merkezlerden, İnegöl, Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Gemlik'e; tarihi ve turistik değerleriyle öne çıkan Mudanya, İznik ve Orhangazi'den, dağ yöresi ilçelerimiz Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık'a ve havaalanına ev sahipliği yapan Yenişehir'e kadar Bursa'nın her yerindeki aile, bakım ve güven ilişkilerinde gündeme gelebilir.

Böyle karmaşık ve ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalındığında, "ben bir şey yapmadım" savunması yeterli olmayacaktır. Aksine, garantörlük yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, ihmalin kasıtlı olup olmadığının tespiti gibi son derece teknik hukuki tartışmaların yapılması gerekir. Bu nedenle, soruşturma aşamasından itibaren bir ceza avukatının hukuki yardımından faydalanmak, hakların korunması ve adil bir yargılanma için elzemdir.