K E S K İ N H U K U K

Keskin Hukuk Bürosu

Ceza Hukuku

Cinsel Saldırı Suçu (TCK m. 102) | Detaylı İnceleme, Cezaları ve Yargıtay Yaklaşımı

23 July 2025
Av. Ahmet Keskin

TCK 102 Cinsel Saldırı Suçu ve Cezası: Sarkıntılık, Nitelikli Haller ve Yargıtay Kararları | Bursa Ceza Avukatı

(Giriş)

Bireyin cinsel dokunulmazlığı, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış, en temel ve devredilemez insan haklarından biridir. Bu hakkın ihlali, mağdurun ruhsal ve bedensel bütünlüğünde derin yaralar açan, toplum vicdanını en çok yaralayan suç tiplerini oluşturur. Türk Ceza Kanunu, cinsel dokunulmazlığa yönelik her türlü saldırıyı, 102. maddede düzenlenen "Cinsel Saldırı" suçu başlığı altında ağır yaptırımlara bağlamıştır.

Bu suç, anlık bir cinsel taciz olan "sarkıntılık" düzeyindeki bir eylemden, vücuda organ sokulması suretiyle işlenen nitelikli hallere ve hatta mağdurun ölümüyle sonuçlanabilen en ağır biçimlere kadar geniş ve katmanlı bir yapıya sahiptir. Bu kapsamlı rehberde, TCK 102'de düzenlenen cinsel saldırı suçunun tüm yönlerini; temel ve nitelikli hallerini, cezayı ağırlaştıran sebepleri, Yargıtay'ın bu suçun unsurlarını nasıl yorumladığını ve bu suçlardan alınan cezaların infaz rejimini detaylıca ele alacağız. Unutulmamalıdır ki bu suç, maalesef toplumun her kesiminde ve her yerde işlenebilmekte olup, Bursa'nın merkezi olan Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım, Gürsu ve Kestel'den, sanayi ve tarım merkezleri İnegöl, Gemlik, Mudanya, Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Orhangazi'ye, tarihi ve turistik İznik ve Yenişehir'den, dağ yöresi ilçeleri Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık'a kadar ilimizin tüm coğrafyasında adli makamların önüne gelen en ağır dosya konularındandır.

BÖLÜM 1: CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN TEMEL HALLERİ (TCK m. 102/1)

Kanun, cinsel saldırının temel şeklini, eylemin yoğunluğuna göre ikiye ayırmıştır.

a) Sarkıntılık Düzeyinde Kalan Cinsel Saldırı

"...Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir."

Sarkıntılık, ani, kesik ve süreklilik arz etmeyen cinsel içerikli dokunmalardır. Yargıtay kararlarına göre eylemin "sarkıntılık" sayılması için cinsel amaçla yapılması ancak anlık olması gerekir. Kalabalık bir yerde elle tacizde bulunmak gibi eylemler bu kapsama girer.

  • Ceza: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis.
  • Şikâyet ve Uzlaştırma: Bu suçun temel hali, nitelikli haller söz konusu değilse, mağdurun şikâyetine bağlıdır ve uzlaştırma kapsamındadır.

b) Basit Cinsel Saldırı

"(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

Bu suç, sarkıntılığı aşan ancak vücuda organ veya cisim sokma düzeyine varmayan cinsel davranışları ifade eder. Eylemin sarkıntılığa göre daha yoğun ve sürekli olması gerekir. Mağdurun cinsel amaçla okşanması, öpülmesi gibi fiiller bu suçu oluşturur.

  • Ceza: 5 yıldan 10 yıla kadar hapis.
  • Şikâyet: Bu suçun temel hali de, nitelikli haller yoksa, mağdurun şikâyetine bağlıdır. Ancak ceza süresinin alt sınırı nedeniyle uzlaştırma kapsamında değildir.

BÖLÜM 2: SUÇUN NİTELİKLİ (AĞIRLAŞMIŞ) HALLERİ

Kanun, suçun işleniş biçimi, failin durumu veya mağdurla ilişkisine göre çok daha ağır cezalar öngörmüştür. Bu nitelikli hallerin varlığında, suçun soruşturulması için mağdurun şikâyeti aranmaz.

a) Vücuda Organ veya Sair Bir Cisim Sokulması Suretiyle Cinsel Saldırı (TCK m. 102/2)

"(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur."

Bu, suçun en ağır şeklidir. Vajinal, anal veya oral yoldan cinsel organ veya herhangi başka bir cismin vücuda sokulmasıyla oluşur.

  • Ceza: On iki yıldan az olmamak üzere hapis.
  • Özel Durum: Eşe Karşı İşlenmesi: Kanun, bu fiilin eşe karşı işlenmesini de aynı şekilde suç saymıştır. Ancak tek bir istisna getirmiştir: Bu durumda soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdur eşin şikâyetine bağlıdır.

b) Cezayı Yarı Oranında Artıran Diğer Nitelikli Haller (TCK m. 102/3)

Aşağıdaki durumlarda, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır:

  • a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı (engelli, yaşlı, şuuru yerinde olmayan veya çocuk).
  • b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle (öğretmenin öğrencisine, vasinin vesayeti altındaki kişiye, işverenin işçisine karşı işlemesi gibi).
  • c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından (Aile içi cinsel istismarın en ağır şekilde cezalandırılması amaçlanmıştır).
  • d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi.
  • e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların (yurt, kışla, cezaevi, huzurevi vb.) sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi.

 

BÖLÜM 3: SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ VE İÇTİMA (BİRLEŞME)

a) Cinsel Saldırının Ağır Yaralamaya Neden Olması (TCK m. 102/4)

Eğer cinsel saldırı sırasında uygulanan cebir ve şiddet, mağdurun TCK 87'de sayılan şekilde ağır yaralanmasına (örn: kemik kırığı, organ işlevi kaybı) neden olmuşsa, faile hem cinsel saldırı suçundan hem de kasten yaralama suçundan ayrı ayrı ceza verilir. Buna ceza hukukunda "gerçek içtima" denir.

b) Suç Sonucu Mağdurun Ölmesi veya Bitkisel Hayata Girmesi (TCK m. 102/5)

Cinsel saldırı eylemi sonucunda mağdur bitkisel hayata girer veya ölürse, faile Türk Ceza Kanunu'ndaki en ağır ceza olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

BÖLÜM 4: YARGITAY KARARLARI VE UYGULAMADAKİ KRİTİK AYRIMLAR

  • Sarkıntılık ve Basit Cinsel Saldırı Ayrımı: Yargıtay, bu iki suç arasındaki ayrımı eylemin "ani, kesik ve tek hareketle yapılıp yapılmadığına" göre belirlemektedir. Eğer eylem anlık ise sarkıntılık, belirli bir süre devam etmiş ve yoğunluk kazanmışsa basit cinsel saldırı olarak nitelendirilmektedir. Bu ayrım, verilecek ceza miktarını doğrudan etkilediği için son derece önemlidir.
  • Rıza Kavramı ve Hukuka Aykırılık: Cinsel saldırı suçlarında rızanın varlığı fiili hukuka uygun hale getirir. Ancak bu rızanın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde serbest iradeyle açıklanması gerekir. Cebir, tehdit, hile veya mağdurun iradesini etkileyen alkol, uyuşturucu gibi maddelerin etkisi altında alınan rıza, hukuken geçersizdir.
  • Delillerin Değerlendirilmesi: Bu suçlar genellikle tanık olmadan, gizli ortamlarda işlendiğinden delil tespiti zordur. Yargıtay, bu tür dosyalarda;
    • Mağdurun aşamalardaki tutarlı, çelişkisiz ve samimi beyanlarına,
    • Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak bedensel ve ruhsal duruma ilişkin raporlara,
    • Olay yeri inceleme tutanakları ve DNA gibi bilimsel delillere büyük önem vermektedir. Mağdur beyanı, yan delillerle desteklendiğinde mahkûmiyet için yeterli görülebilmektedir.

BÖLÜM 5: İNFAZ HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME

Cinsel saldırı suçlarından verilen cezaların infaz rejimi, diğer birçok suça göre çok daha ağırdır.

  • HAGB, Erteleme, Adli Para Cezası: Cinsel saldırı suçlarının (sarkıntılık dahil) kanunda öngörülen cezalarının alt sınırları (en hafifi 2 yıl) nedeniyle, bu suçlardan mahkûmiyet halinde HAGB, cezanın ertelenmesi veya adli para cezasına çevrilmesi gibi kurumların uygulanması yasal olarak mümkün değildir.
  • Koşullu Salıverilme (Şartlı Tahliye): Diğer birçok suçta koşullu salıverilme oranı cezanın 2/3'ü iken, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda bu oran 3/4'tür. Yani hükümlü, aldığı cezanın dörtte üçünü ceza infaz kurumunda "iyi halli" olarak geçirmeden koşullu salıverilmeden yararlanamaz.
  • Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası: Bu cezanın infazı, diğer tüm cezalardan farklı ve çok daha sıkı bir rejime tabidir. Koşullu salıverilme imkânı son derece kısıtlıdır.

Sonuç ve Genel Değerlendirme

TCK Madde 102, bireyin cinsel özgürlüğünü ve dokunulmazlığını korumak amacıyla düzenlenmiş, çok ağır yaptırımlar içeren ve her detayı titizlikle ele alınması gereken bir kanun maddesidir. Sarkıntılıktan ölüme varan geniş bir yelpazedeki eylemleri kapsayan bu suçlamayla karşı karşıya kalmak veya bu suçun mağduru olmak, bir bireyin hayatındaki en travmatik ve zorlu hukuki süreçlerden biridir.

İster Bursa'nın kalabalık bir caddesinde, ister bir aile ortamında yaşansın, bu tür bir olayın hukuki süreci son derece hassas ve uzmanlık gerektirir. Delillerin toplanması, mağdur veya sanık ifadelerinin alınması, Adli Tıp raporlarının analizi ve davanın her aşamasının takibi, telafisi imkânsız sonuçları önlemek için kritik önemdedir. Böyle ağır bir suçlama veya mağduriyet durumunda, sürecin en başında, bu alanda tecrübeli bir ceza avukatından hukuki destek almak, hakların en doğru şekilde korunması için vazgeçilmez bir adımdır.