K E S K İ N H U K U K

Keskin Hukuk Bürosu

Ceza Hukuku

Cebir Suçu (TCK m. 108) | Detaylı İnceleme, Cezaları ve Yargıtay Yaklaşımı

24 July 2025
Av. Ahmet Keskin

TCK 108 Cebir Suçu ve Cezası: Kasten Yaralamadan Farkı ve Nitelikli Haller | Bursa Ceza Avukatı

(Giriş)

İnsan iradesinin özgürlüğü, ceza hukukunun koruduğu en temel değerlerdendir. Bir kimsenin bu özgürlüğünü, fiziki güç kullanarak kırmak ve onu istemediği bir şeyi yapmaya, yapmamaya veya bir duruma katlanmaya zorlamak, Türk Ceza Kanunu'nda özel bir suç olarak tanımlanmıştır. TCK'nın 108. maddesinde "Hürriyete Karşı Suçlar" bölümünde düzenlenen "Cebir" suçu, tehdit veya şantaj gibi psikolojik baskıdan farklı olarak, doğrudan bedensel kuvvet kullanarak kişinin iradesini esir almayı hedefler.

Cebir suçu, ceza kanunumuzdaki en teknik ve özellikli suç tiplerinden biridir. Zira kanun, bu suç için bağımsız bir ceza öngörmek yerine, onu kasten yaralama suçunun nitelikli (ağırlaşmış) bir hali olarak kabul eder. Bu makalede, TCK 108'de düzenlenen cebir suçunun tanımını, cezasının nasıl hesaplandığını, tehdit, şantaj ve özellikle yağma (gasp) suçundan farklarını, Yargıtay'ın bu konudaki yaklaşımını ve suçun infaz hukuku açısından sonuçlarını detaylıca inceleyeceğiz. Bir borcun zorla tahsil edilmesinden bir belgenin zorla imzalatılmasına kadar hayatın her alanında ortaya çıkabilen bu suç, Bursa'nın merkezi olan Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım, Gürsu ve Kestel'den, sanayi ve tarım merkezleri İnegöl, Gemlik, Mudanya, Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Orhangazi'ye, tarihi ve turistik İznik ve Yenişehir'den, dağ yöresi ilçeleri Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık'a kadar ilimizin tümünde yaşanabilecek hukuki uyuşmazlıkların bir parçasını oluşturmaktadır.

 

BÖLÜM 1: CEBİR SUÇU NEDİR? (TCK m. 108)

a) Suçun Tanımı ve Korunan Hukuki Değer

Madde 108- (1) Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.

Cebir, bir kişiye karşı, onun iradesini hiçe sayarak belirli bir davranışı gerçekleştirmesini sağlamak amacıyla fiziki güç uygulanmasıdır. Bu suçla korunan hukuki değer, kişinin "irade ve hareket serbestisidir." Suçun oluşması için failin zorladığı sonucun elde edilmesi şart değildir; bu amaca yönelik olarak fiziki gücün kullanılmış olması yeterlidir.

b) Cebir Suçunun Temel Unsurları

  • Failin Eylemi: Mağdurun bedeni üzerinde, onun direncini kırmaya elverişli fiziki bir güç uygulamasıdır. Bu, basit bir itmeden kol bükmeye, kişiyi bir yere zorla götürmekten daha ağır yaralamalara kadar geniş bir yelpazede olabilir.
  • Özel Amaç (Maksat): Bu suçun en ayırt edici unsurudur. Failin fiziki gücü kullanmaktaki amacı, mağduru;
    1. Bir şeyi yapmaya zorlamak (örn: Bir belgeyi zorla imzalatmak),
    2. Bir şeyi yapmamaya zorlamak (örn: Polisi aramasına fiziken engel olmak),
    3. Kendisinin bir şey yapmasına müsaade etmeye/katlanmaya zorlamak (örn: Kişiyi bir odada zorla tutarak evini aramak). Bu özel amaç olmadan kullanılan fiziki güç, sadece kasten yaralama suçunu oluşturur.

 

BÖLÜM 2: CEBİR SUÇUNUN CEZASI NASIL HESAPLANIR?

TCK 108'in en önemli özelliği, ceza hesaplama yöntemidir. Bu suç, "bağımlı" ve "bileşik" bir suçtur.

  • Adım 1: Kasten Yaralama Suçunun Tespiti (TCK m. 86): Hâkim, öncelikle failin uyguladığı fiziki gücün mağdur üzerinde yarattığı etkiyi değerlendirir. Yaralanma "basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir" (BTM) nitelikte mi (TCK 86/2), yoksa daha mı ağır (TCK 86/1)? Bu tespite göre kasten yaralama suçunun temel cezası belirlenir.
  • Adım 2: Artırım Oranının Uygulanması (TCK m. 108): Hâkim, kasten yaralama için belirlediği bu temel cezayı, eylemin "cebir" amacıyla işlenmiş olması nedeniyle üçte bir (1/3) ile yarısı (1/2) arasında bir oranda artırır. Artırım oranının ne olacağı, cebirin yoğunluğuna, mağdurun zorlandığı eylemin niteliğine ve olayın diğer özelliklerine göre hâkim tarafından takdir edilir.

Somut Örnek: Failin, borç senedi imzalatmak amacıyla mağdurun kolunu bükerek onu basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığını varsayalım.

  1. Hâkim, TCK 86/1 uyarınca kasten yaralama suçundan temel cezayı, örneğin 24 ay (2 yıl) hapis olarak belirler.
  2. Bu eylem "cebir" amacıyla işlendiği için, TCK 108 uyarınca bu cezayı takdiren 1/2 oranında artırır.
  3. Sonuç ceza: 24 ay + (24/2) = 36 ay (3 yıl) hapis olarak hükmolunur.

 

BÖLÜM 3: CEBİR SUÇUNUN DİĞER SUÇLARDAN FARKLARI

  • Cebir ve Tehdit (TCK 106): Cebir o anda uygulanan fiziki güçtür. Tehdit ise gelecekte uygulanacak bir gücün bildirilmesidir. Biri bedensel, diğeri psikolojik baskıdır.
  • Cebir ve Şantaj (TCK 107): Cebirde zorlama aracı fiziki kuvvettir. Şantajda ise zorlama aracı, bir sırrı ifşa etme veya bir hakkı kötüye kullanma tehdididir.
  • Cebir ve Yağma (Gasp - TCK 148): Bu en önemli ayrımdır. Eğer cebir (veya tehdit), bir malı teslim etmeye veya alınmasına karşı koymamaya yönelik olarak kullanılıyorsa, bu özel suç olan "yağma" (gasp) suçunu oluşturur. Cebir ise, mal teslimi dışındaki her türlü eyleme zorlamak için kullanılır. Birinin cüzdanını zorla almak yağma iken, bir kâğıdı zorla imzalatmak cebirdir.

 

BÖLÜM 4: YARGITAY KARARLARI VE UYGULAMADAKİ ÖNEMLİ NOKTALAR

  • Fiziki Gücün Düzeyi: Yargıtay, cebir suçunun oluşması için mağdurun mutlaka ağır şekilde yaralanmasını aramaz. Mağdurun iradesini etkisiz kılmaya, direncini kırmaya elverişli her türlü fiziki müdahale cebir sayılır. Mağduru bir yere gitmekten alıkoymak için omuzlarından tutarak engellemek dahi bu suçu oluşturabilir.
  • İçtima Kuralları: Fail, mağdura cebir uygulayarak ona başka bir suç işletirse (örn: zorla hakaret ettirmek), fail hem cebir suçundan hem de azmettirdiği diğer suçtan sorumlu tutulabilir.
  • Şikâyet ve Uzlaştırma: Cebir suçu, kasten yaralamaya bağlı olduğu için soruşturma usulü de ona göre belirlenir. Eğer temel alınan yaralama TCK 86/2 kapsamında (BTM ile giderilebilir) ise, normalde şikâyete tabi ve uzlaştırma kapsamında olması gerekir. Ancak Yargıtay, cebir unsurunun fiile kattığı "hürriyeti kısıtlama" haksızlığı nedeniyle, yaralama hafif dahi olsa suçun şikâyete tabi olmadığı ve uzlaştırma kapsamında sayılamayacağı yönünde kararlar vermektedir. Bu, suçun ciddiyetini vurgulayan önemli bir yorumdur.

 

BÖLÜM 5: İNFAZ HUKUKU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME

Cebir suçundan verilecek cezanın infazı, tamamen yukarıda anlatılan hesaplama yöntemiyle ortaya çıkan sonuç cezaya bağlıdır.

  • Eğer temel alınan yaralama hafifse ve artırım sonrası ortaya çıkan sonuç ceza 2 yıl veya daha az süreli ise, sanığın adli sicili de temizse, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya Cezanın Ertelenmesi kararları verilebilir.
  • Eğer temel alınan yaralama ağırsa veya artırım sonrası ceza 2 yılı aşıyorsa, hapis cezasının fiilen infazı gündeme gelir. Bu durumda cezanın infazı genel kurallara göre (genellikle 2/3 koşullu salıverilme oranı) yapılır.

Sonuç ve Genel Değerlendirme

TCK 108 Cebir suçu, basit bir yaralama eyleminin ötesinde, kişinin irade özgürlüğünü hedef alan nitelikli bir haksızlıktır. Suçu diğerlerinden ayıran en temel unsur, fiziksel gücün arkasındaki "zorlama amacı"dır. Bu suçun cezasının kasten yaralamaya endekslenmiş olması, onu ceza hukukunun en teknik ve özel suç tiplerinden biri yapmaktadır.

Bursa'da yaşanan bir alacak verecek anlaşmazlığından bir aile içi soruna kadar birçok olayda, fiziki gücün bir zorlama aracına dönüştüğü görülebilir. Böyle bir durumda, eylemin basit bir yaralama mı, yoksa iradeyi kırmaya yönelik bir cebir mi olduğunun tespiti, davanın sonucunu tamamen değiştirecektir. Bu nedenle, cebir suçuyla ilgili bir hukuki uyuşmazlığın tarafı olan kişilerin, suçun unsurlarının ve diğer suçlardan farklarının doğru bir şekilde tespiti için mutlaka uzman bir ceza avukatından hukuki destek alması kritik öneme sahiptir.